Birçok yetişkin ya asit reflü semptomlarını görmezden gelir ya da onları günlük ilaçlarla tedavi ederek hastalığın ilerleme potansiyeline izin verir. Barrett's özofagusu ve özofagus kanseri gibi komplikasyonlar GÖRH hastalarının yalnızca küçük bir yüzdesini etkilese de yaşlandıkça çok daha fazla insan yaşam kalitesinde ciddi bir bozulma yaşar. Barrett's özofagusu veya ileri GÖRH'si olanlar için çözümler mevcuttur. Hem GÖRH hem de Barrett's yemek borusu, kişinin yaşam kalitesi üzerinde çok önemli bir etkiye sahiptir.
Barrett's özofagusu ve GÖRH
Barrett's özofagusuna aşina olmayanlar için, bu durum tipik olarak, mide asidinin sürekli yukarı ve özofagusa kaçmasından kaynaklanan GÖRH ile ilişkilidir. Bazı insanlar için, mide içeriğine bu maruz kalma, yemek borusundaki hücrelerin, bağırsakların astarına benzer bir dokuya dönüşmesine neden olur. Kontrol edilmezse, daha fazla ilerleme düşük dereceli displazi (kanser habercisi olabilen istenmeyen yani anormal durumlar), ardından yüksek dereceli displazi ve son olarak adenokarsinom (en sık görülen kolon kanseri türü) veya özofagus kanseri ile sonuçlanabilir. Ancak Manisa’ da bulunan kliniğimizde karşılaştığımız vakalara göre, Barrett's özofagusundan özofagus kanserine ilerleme riski yılda yaklaşık %0,5'tir. Ne yazık ki, bu durumun insidansı son 20 yılda artmıştır ve NIH'ye göre, araştırmacılar bugün yetişkinlerin %1,6 ila %6,8'inde Barrett's özofagusu olduğunu tahmin etmektedir. Birçoğu asemptomatik oldukları için bu durumdan habersizdir.
Günlük PPI (proton pompa inhibitörleri) kullanımı Barrett's yemek borusunu engeller mi?
Barrett's özofagusunun altında yatan neden hakkında tartışmalar olsa da Manisa’ da tıbbi danışmanları birçok durumda bunun GÖRH'den kaynaklanan bir komplikasyon olduğuna inanmaktadır. Mideden yemek borusuna gelen mide asidi, safranın yemek borusu hücrelerinin Barrett hücrelerine geçişinde rol oynayabileceğine inanıyorlar. Bu nedenle, ÜFE'ler midenin asidik seviyesini etkili bir şekilde azaltsa bile, safra ve pepsin yine de yemek borusuna ulaşabilir ve potansiyel olarak hücresel değişime neden olabilir. Uzm. Dr. Erhan Ergin, araştırmaları sonucu, ÜFE ilaçlarına iyi bir yanıtın kanser riskini ortadan kaldırmadığını belirtti ve ÜFE ile tedavi edilen, hafif ilaç tedavisi sırasında semptomları olmayanların, ilaç kullanırken daha şiddetli semptomları olanlara göre kanser öncesi bir durum olan Barrett's özofagusuna sahip olma olasılığı yüzde 60 daha yüksekti.
Aynı şekilde Manisa’ da ki Barrett's özofagusu vakaları hakkında söylenebileceği gibi, ÜFE'lerin Barrett'i önleyemeyeceği görülebiliyor. Birçok Gastroenteroloji doktoru, GÖRH semptomları olmayan hastaları ÜFE'lerle tedavi eder çünkü ÜFE'lerin PPİ'lerin üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna inanırlar. Bazıları ÜFE'lerin Barrett'in kansere ilerleme riskini azalttığına inanıyor. Bu bakış açılarından herhangi birini destekleyecek hiçbir kanıt yoktur. Asemptomatik Barrett hastaları ÜFE ile tedavi edilmemelidir. ÜFE'lerin yaptığı kanıtlanmış tek şey eroziv özofajiti kontrol etmek ve mide ekşimesini kontrol etmektir, bu nedenle bunların hiçbiri mevcut olmadığında gerekli değildir.
Barrett's özofagusu ve GÖRH'yi tedavi etmek için ne yapılabilir?
Manisa’da kliniğimizde Erhan Ergin tarafından tarif edildiği gibi, günümüzdeki statüko tedavisi, kilo yönetimi, diyet, yaşam tarzı değişiklikleri ve GÖRH semptomlarını yönetmek için ilaçları içeren geleneksel GÖRH tedavilerinin yanı sıra displaziye ilerlemeyi tespit etmek için endoskopi ve biyopsi yoluyla artan izlemedir. Bununla birlikte, kişisel üye hikayelerimizin çoğunda vurguladığımız gibi, LES'i restore etmek için ameliyat çok etkili bir tedavi seçeneği olabilir ve yaşam kalitesinde bozulma yaşayan herkes tarafından da düşünülmelidir.
Uzm. Dr. Erhan Ergin ilk olarak Barrett's özofagusunu tedavi etmek için radyofrekans ablasyonu (Barrett özofagusu için RF ablasyonu) hakkında birçok vaka ile ilgilendi ve bunun sonucunda geleneksel tedaviyi bir üst seviyeye çıkarmıştır.
